Antik dönemde haralarında yetiştirilen hızlı atlarıyla da ünlenen Kayseri, asırlarca ipek yolu gibi önemli ticaret yollarının kesişiminde yer almıştır. 

Tabal Krallığının Mazaka’sı,  Makedonyalı İskender’in yönetiminden sonra yörede kurulan Kapadokya Krallığı’nın Eusebia’sı, İmparator Augustus zamanında Roma’nın Caeseria’sı,  Karamanoğullarının Selçukluların ve Osmanlı’nın Kayseri’si olarak isimlendirilmiş şehirde zaman yolculuğa çıkmak isterseniz,

• Farklı mimarisiyle fotoğraflamaya doyamayacağınız Talas (Detaylı bilgi veren PDF'i okumak/indirmek için tıklayın)
• Yapılarıyla dünyaya ün salmış Mimar Sinan ustanın doğduğu Ağırnas (Detaylı bilgi veren PDF'i okumak/indirmek için tıklayın)
• Hunat Hatun külliyesinin bir parçası olan ve hala aktif olarak işletilen  Hunat hamamı,
• 1191 yılında ilk temelleri atılan Surp Krikor Lusavoriç  Kilisesi,   
• İçerisinde Roma ve Bizans mimarilerine ait sütunlar bulunan, kendine has özellikleriyle söylencelere konu olmuş Kayseri Ulu Cami

bilinmeyeni keşfetmenizi sağlayarak tarihi anları hayal etmenize yardımcı olacaktır.

Günlük hayatta kullandığımız kelimelerin tarihi merak konusudur. “Sözcükleri ilk kim ve ne zaman kullanmıştır?”,  sorularına cevap bulmak isteriz. Çoğu zaman bu sorular cevapsız kalsa da artık şemsiye, tercüman, kira, akraba, haram, müzakere, lisan, emlak ve vekil gibi 300 kelimenin 5 bin yıl önce yaşayan insanlar tarafından da kullanıldığını biliyoruz. Bu bilginin kaynağı ise Hititlere başkentlik yapmış Neşa‘da,  bugünkü adıyla Kültepe’de,  bulunan tabletlerdir.  

Türkiye’nin en yüksek 5. zirvesi

3916 m

Tabal Krallığı’nın Mazaka kentine ait sikkelerde, konisinden alevler fışkıran bir görüntüyle betimlenen Erciyes, bilim adamlarınca ‘yaşlı bir stratovolkan’ (tabakalı volkan) olarak nitelendirilir.

Antik ismiyle Argaios Dağı‘nın kuzeyinde, Anadolu’nun en önemli buzullarından biri uzanır. Yaklaşık 18 km’lik çapıyla 1100 km²’lik bir alanı kapsayan Erciyes, hem Önemli Bitki Alanı (ÖBA),  hem de Önemli Kuş Alanı (ÖKA) statüsüne sahiptir.

‘Ekolojik bir ada’ olarak adlandırabileceğimiz Erciyes’in çevresi orman, bozkır, alpin çayırlar, kayalık yamaçlar, koni tepeler ile kaplıdır. Volkan üzerinde tespit edilen 1170 bitki türünün, 194’ü sadece Türkiye’ye, 10 tanesi ise dünya üzerinde sadece Erciyes’e has ve bu nedenle adını Erciyes’ten alan türlerdir.
İyi bir zamanlama ile bu ekolojik ada üzerinde nesli tehlike altında olan toy, turna, karaleylek, angıt, kaşıkçı, bıyıklı sumru, mahmuzlu kızkuşu ve sürmeli kızkuşuyla karşılaşabilirsiniz. Erciyes size içlerinde Kızıl Şahin, bülbül, sarıasma kuşlarının da bulunduğu 173 kuş türünü gözlemleme şansını da tanır. 3000 metreye ulaştığınızda ise gelengi, tavşan ve sincaplar size eşlik eder. Eğer dönüşte Sarı Göl’e(2,325m.) uğrarsanız, gölde sulanan yılkı atlarıyla karşılaşabilirsiniz.